5 Kasım 2015 Perşembe

Torture To Her Soul [Ruhumdaki Canavar] - J.M. Darhower (Gözlerindeki Canavar #2)



                                                         


----İlk kitabı okumayanlar için spoiler içerebilir----



Bu benim ilk kitabın hemen ardından ikinciyi orijinal dilde okuyup yaptığım bir yorum. Kitabın çevirisi ise 2015 İstanbul Kitap Fuarı'nda okuyucuyla buluşacak. Doğrusu ben çevirisini çok merak ediyorum, onu da okuyacağım. Kitaptaki diyaloglar çok özeldi. Yani hevesli bir çevirmen olarak "Ay çok harika ben bayılırım bunu çevirmeye" demişliğim vardır :) Puan olarak da ben 3/5 diyorum. Ama ilk kitabı sevdiyseniz büyük ihtimalle bu kitabı da seversiniz :) Benim ilk kitaba verdiğim puan da buydu zaten :)


Tanrı bana yardım etsin. Onu seviyorum.
Seviyorum.
Ve tanrı onu benden almayı deneyecek kişiye de yardım etsin.

İlk kitabın ardından 2. kitabı merak etmemin en büyük sebebi bu cümlelerdi.
Kitabın Vitale'nin bakış açısıyla yazılması da bir merak sebebiydi. Ben kitabı hayal kırıklığına uğratıcı buldum açıkçası. Yani mesela ben Karissa'nın bakış açısında eksikliklerin olduğunu düşünmüştüm; Ignazio'nunkinin biraz daha tatmin edici olacağını düşündüm ama yanılmışım. Ay bu adam susmuyor! Paso içinden konuşuyor! Olay ya da diyalogtan çok Vitale'nin iç seslerini dinliyoruz. Geçmişini daha rahat anlayabiliyoruz böylece. İlk kitapta havada kalan meseleler de açıklığa kavuşuyor. Mesela Karissa'nın öğretmeni meselesi gibi.

İlk kitap bildiğiniz veya bilmediğiniz üzere çok abartıldı. Abartıldı derken gereksiz yere insanlar kitabı tartıştılar falan. O kadar prim verilecek bir olay değildi bence. Kitaptı, okuduk bitti işte. 

2. kitap, ilk kitapta yaşanan gelişmelerden sonra Vitale'nin Karissa ile kalmasını anlatıyor. Karissa elbette sinirli, Ignazio ise ona güvenmekte sorun yaşıyor. Çiftimiz zor zamanlar yaşıyorlar. Vitale Karissa'nın gözlerindeki nefretle yaşamakta zorlanıyor hatta. Ama Karissa onu sevdiğini de reddedemiyor. Resmen araf yaşıyorlar evin içinde. Tabii bir de kızını Vitale'nin kucağında bırakamayacak bir anne ve damadının bir Rita ile birlikte olmasına göz yummak istemeyen bir mafya babası var. Karissa evde hapis denebilir ama fiziksel olarak değil. Bir yandan zaten seviyor Vitale'yi ona bir şey olunca aklı çıkacak noktaya geliyor. Diğer yandan evden çıkarken hep geri dönmek zorunda olduğunu da biliyor. Hatta kitabın sonundaki bonus bölümde kendi de Stockholm Sendromu ihtimalini düşünüyor. Ama bence öyle değil. Kız kedi gibi. Nereye bıraksan dönüp geliyor.

Yani ilk kitabı bitirenler, 2.yi de çıkınca okurlar diyorum. Ama bu kitapta haliyle Vitale'nin adam öldürüşlerine de şahit oluyoruz. Ve gerçekten çok acımasız bir adam. İnsan öldürmenin onun için hiçbir önemi yok adeta. Karissa bildiğiniz Karissa. Hala saf saf dolanıyor ortalıkta. Yalnız Ignazio'nun babası çok kral adam, kendisini çok sevdim :D

Ve işte benden size çeviriler :) Dediğim gibi bunlar benim çevirilerim Yabancı Yayınları'nınki değil :)


*****

Size bir sır vereceğim.
Daha evvel kimseye söylemediğim bir sır.
Ben, Ignazio Vitale, hep karanlıktan korktum.
Birine söyleyeyecek olursanız, sizi öldürürüm.


*****

"Söyle bana. Nasıl olmasını istediğini söyle. Bana dair neye ihtiyaç duyduğunu söyle."
Her şeyi verirdim ona.
Eğer istediği buysa kahrolası göğsümü çıplak ellerimle deler, kalbimi söküp ellerine bırakırdım.
Tek yapması gereken bana söylemekti.
Tek yapması gereken sormaktı.
Milyonlarca şeyi emredebilirdi ve ben hepsini gerçekleştirebilmek için ölene dek çalışırdım ancak bunların yerine sadece fısıldadı, "Beni sevmeni istiyorum."


*****

"Tanrı şahidim olsun Ignazio, eğer ölmeme izin verirsen uyanık olduğun her saniye hayalet olarak peşinde dolanır ve seni kendim öldürebilmek için bir yol bulurum."
"Yaparsın, biliyorum."
"Kastettiğim buydu."
"Öyle olduğunu biliyorum."
"Ben ölürsem, sen de ölürsün."
"Bundan bir saniye bile şüphe etmedim."


*****

"Korkmanı gerektirecek hiçbir neden yok. Sana zarar vermeyeceğim. Kimse vermeyecek."
"Nasıl emin olabilirsin ki?"
"Çünkü onlara izin vermeyeceğim. Bu kadar basit."


*****

"Sen masum olduğunu düşünmüyor musun?"
"Ben? Artık değil. İçimdeki masumiyeti öldürmeyi becerdin. Kelimesi kelimesine."
"Ben cidddiyim Karissa."
"Ben de. Belki eskiden masumdum, bilmiyorum, artık değilim."
"Buna gerçekten inanıyor musun?"
"Evet."
"Neden?"
"Çünkü seninle birlikteyim."


*****

"Neden geri döndüğümü bilmiyorum. Tüm bunların hiçbirini anlamıyorum ama belki de zaten anlamam da gerekmiyor. Burada olmamam gerek ama buradayım... Seni sevmemem gerek ama seviyorum. Sorunların var, Naz. Seninle ilgili bazı şeyler cidden çok yanlış. Ama belki bende de bir sorun vardır. Çünkü senden nefret etmeyi ne kadar denersem deneyeyim, yapamıyorum. Seni seviyorum ama anlamıyorum. Neden bunları yaptığını, neden bana bunları yaşattığını, beni sevmen gerekirsen nasıl beni incitmeye kıyabildiğini anlamıyorum."


*****

"Seni burada karanlıkta gizlice dolaşırken görmek çok komik. Karanlıktan hep korktuğun düşünülürse özellikle."
"Artık karanlıktan korkmuyorum."
"Tabii ki hayır. Korkutucu olan karanlık değil zaten, içinde neler barındırdığı. Ve artık seni korkutmuyor çünkü artık o sensin. Karanlıktaki korkunç şey sensin."

*****

(Karissa'nın bakış açısından.)
"Naz. Tanrım, Naz sen ne...?"
"Sessiz ol ve bunu yapmama izin ver tamam mı?"
"Ama-"
"Lütfen Karissa."
Lütfen. Adam lütfen dedi!
Sırf bu bile susturdu beni.


*****

1 yorum:

  1. Tüyapta almayı düşünüyorum Gökçecim ellerine sağlık yorum için teşekkürler :)

    YanıtlaSil