17 Kasım 2015 Salı

Pinokyo'nun Rüyası - Selvi Atıcı (Kitap yorumu)


Gecenin karanlığı üzerine en derin koyuluğuyla çöktüğünde Gazel, bir binanın en üst katındaydı. Ve o binadan canlı çıkması imkânsızdı. Hayatta tek bir kez bile olsa, geleceğiyle ilgili bir kararı kendisi verebilmek istedi. Nasıl öleceğini seçebilmek istedi. Onu kovalayan adamlar çoktan o binaya girmiş ve merdivenleri çıkmaya başlamışlardı. Birazdan yakalanacaktı. Ve yine, birilerinin onun adına verdiği kararları uygulamak zorunda kalacaktı. Başkalarının elinde oyuncak olmaktansa, ölmeyi tercih etti. Ve kendini boşluğa bıraktı.

Aynı gece, Ömer'in üzerine de kopkoyu bir karanlıkla çökmüştü. Bütün gün hastalarıyla ilgilenmiş ve ameliyattan ameliyata koşturmuştu. Trafikten kurtulmak için girdiği ara yolda ilerlerken aklından geçen karmakarışık düşünceler, büyük bir gürültü ve sarsıntıyla bölündü. Pat!

Arabasının üzerine bir şey düşmüştü. İlk anda ne olduğunu anlayamadı ama birkaç saniye sonra ön camına doğru uzanan bir kadın eliyle karşı karşıya kaldı. O el Ömer'e, 'beni tut' diye yalvarıyor gibiydi. O eli tuttuğu anda, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Ne Ömer için; ne de Gazel için…
(Tanıtım Bülteninden)

İnce Kapak:
Sayfa Sayısı: 424
Baskı Yılı: 2015
Ciltli:
Sayfa Sayısı: 424
Baskı Yılı: 2015

Dili: Türkçe
Yayınevi: Nemesis Kitap


***

Geçen gün yine işleri savsaklayıp ara vermeksizin okuduğum bir kitap daha. Puanım 3,5-4/5 diyerek başlıyorum.

Şimdi şöyle ki efendim kitap güzel. Ama ben Selvi Atıcı'nın sadece "Sen" isimli kitabını okudum ve ba-yıl-dım! Bakın sevdim demiyorum, ben bayıldım. Resmen herkese önerdiğim ve en sevdiğim kitaplar arasında dediğim harika ötesi bir kitaptı o. Her yerinden alıntılar çıkarmıştım, Sü ve Demir'e bağlanmıştım. Bu kitap da iyiydi ama öylesi bir beklentiyle başlayınca haliyle seviyeyi tutturamadı. Yine dediğim gibi çok akıcıydı elimden bırakmadan bitirdim ama bir "Sen" değildi. Orada gördüğümüz o güçlü karakterler bence bunda yoktu. Kitabın sonunda yazar kitabı 2009-2010 senesinde yazdığını söylemiş. Keşke ben de o zaman okuyabilseydim. Şimdi ortalık bu tip kitaplar kaynarken bunu da klişemsi buldum -halbuki mevzunun başlangıç yerindeymiş kitap.

Kitap Gazel ve Ömer'in hikayesi. Ben Kimliksiz'i okumadım ama oradaki kişiler burada bol bol geçiyor okusam daha iyi olurmuş. Ömer çok aşırı çapkın ve pervasız bir doktor, bir gün yolda giderken arabasının tavanına biri düşüyor. Kızı hemen hastaneye yatırıyor aylarca komadan çıkmasını bekliyor. Gazel ise birtakım kötü olaylara karışınca o çatıdan atlamak zorunda kalmış. Kitap boyu hasta-doktor ilişkileri yüzünden hissettikleri bu şey minnet mi diye irdeliyorlar içlerinden. Sadece ana karakterler değil, diğerleri de bunu düşünüyor. Ömer Gazel'i kanatları altına alıyor ama dayanamıyor da ona. Gazel yaşına göre olgun şeker bir kız. Ama pek farklı bir roman değil. (Yukarıda açıkladığım sebebe göre zamanında farklıymış ama yani.) Hatta bir ara "Ömer harika bir öğretmen, usta bir aşıktı" kısmını okuyunca acaba dedim, FMArsal evrenine mi ışınlandık :D Okuyan bilir Arsal kızlarının fiks cümlesidir bu çünkü :P

Ömer'in en baştaki o pervasız halleri, hastane koridorunda yaptığı şey beni çok rahatsız etti ve tüm kitabı ona karşı bir antipatiyle okudum denebilir. Kötü çocuğun aşık olunca meleğe dönüşmesini sevemiyorum. Gerçi Ömer öyle mıç mıç da olmadı ama yani 180 dereceye yakın döndü denebilir. Ömer'in iyi yürekli oluşunu, cömertliğini sevdim. Gazel'in yaşadıkları, çektikleri çok acıydı, hüzünlüydü. Buna rağmen olgun haliyle durmasını sevdim. Deniz'den nefret ettim. Gazel'in Deniz karşısında zafer elde etmiş hallere girmemesini çok çok sevdim. Hep ağırbaşlıydı. Bazen gereksiz yere inatçıydı ama olsun. :D Çikolata mevzusunu, kendilerine dair birkaç detaya sahip olmalarını sevdim.

Sözün özü, denk gelirseniz okuyun. Bir de öğrendiğime göre Ömer ve Gazel'in kızları Arya'nın hikayesi varmış. Onu merak ettim bulursam bakacağım :)



"Çünkü ev sen olmayınca bomboş geliyor. Çünkü önüme gelen herkesle kavga etmeye başladım. Çünkü günlerdir senin yatağında yatıyorum. Çünkü manyak gibi senin tişörtünü koklayıp duruyorum.Çünkü dakikada üç kez telefonumdaki resmine bakıyorum. Çünkü bombok durumdayım. Çünkü seni acayip özledim."



2 yorum:

  1. Kimliksizi okumadan okusak spoiler sayılabilecek yerler var mı kitapta? ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hmmm, mutlu ya da mutsuz son olduğunu öğrenmeye spoiler der misin? :D O çiftin yaşadıkları yok kitapta, bence spoiler yok ama sadece sonunda kavuşup kavuşmadıklarını öğreniyorsun :D

      Sil