23 Şubat 2016 Salı

KGOS: 23.TUR || RÖPORTAJ | EMMA CHASE

Merhabalar! Ay çok ama çok mutluyum! En sevdiğim serinin yazarı Emma Chase ile röportaj yaptım!!! Gerçekten çok sıcakkanlı birisi ve bu röportaj konusunda, Türk hayranlarına ulaşacak olmak konusunda çok heyecanlıydı. Bu yüzden röportajda en çok kullanılan kelimeler 'eğlenceli' ve 'heyecanlı' :D Benim de ilk röportajımdı harika oldu. Hadi sizi bırakayım da okuyun :) Sorularınız varsa yorum bırakın mutlaka, çünkü yazarımız başka muhabbetler ve röportajlar için de hazır olduğunu bildirdi :)







Öncelikle bana biraz kendinden bahseder misin?

Tabii! Harika kocam ve iki güzel çocuğumla New Jersey'de yaşıyorum. Tüm hayatım boyunca aşk romanı okuyucusu oldum –en sevdiğim kitaplardan bazıları tarihi aşk romanlarıdır. Yazmak benim için on iki yaşındayken bir hobi olarak başladı ve hep gerçek bir yazar olmayı hayal ederdim.


Kitaplarının diğer dillere çevrileceğini duyduğunda ne düşündün?

Çok heyecanlandım! Diğer ülkelerdeki yayınevlerinin kitaplarını tercüme etmek istemesi bir onur ve çalışmalarımı dünyanın her yanından okuyucularım da okuyabileceği için çok heyecanlandım.

Kitaplarının farklı baskılarının kapaklarını görünce ne düşünüyorsun?


Farklı kapakları görmek hep çok eğlenceli oluyor. Bazen kültürel farklılıklarının ve zevklerin kapak çalışmasını nasıl etkilediğini görmek falan. Bu konuda bayağı şanslıyım, bence şimdiye kadarki tüm kapaklar gerçekten çok güzel.

Çevirilerin kalitesi konusunda endişeleniyor musun? Bunu mutlaka söylemem lazım, Türkiye’deki çevirmenin bir harika. Popüler kültür göndermeleriyle ilgili küçük dipnotlar koyuyor falan :)

Bunu bilmiyordum ama cidden çok iyiymiş! Hiç çevirilerin kalitesi konusunda endişelenmedim çünkü birlikte çalışma şansı bulduğum insanlar yaptıkları işte iyiler. Başlarda 
Amerika dışındaki okurların esprileri anlayabilmesi konusu yüzünden pek de emin değildim –çünkü kitaplarımdaki espriler benim için gerçekten çok önemli. Ama şimdiye dek herkes popüler kültür göndermelerini ve şakaları anlamış görünüyor.


Karmakarışık senin çıkış kitabın ve Goodreads’te 2013 yılı En İyi Çıkış Yapan Roman seçildi. Bu fikir nereden geldi aklına? Yani erkek bakış açısıyla yazmak, Drew gibi birini yazmak –kendini beğenmiş, kibirli ve yine de karşı konulmaz, Kate gibi bir kadın karakter –güçlü, hazırcevap…
Karmakarışık’ı yazmaya ilk başladığımda ilahi bakış açısıyla yazdım, ama hikaye bana çok yavaş geldi. İşleri renklendirmek istedim –eğlenceli hale gelsin istedim. Drew’un bakış açısıyla yazmaya başladım, o da hikayenin ana konusu kadar var olan kendi başına bir karakter. O zamanlar erkek bakış açısıyla yazmanın az bulunan bir şey olduğunu düşünmemiştim –gerçekten eğlenceli geliyordu ve hikaye için de çok uygundu. Onun anlatımını o kadar beğendim ki, tüm kitabı o şekilde yazdım. İkinci kitabı Kate’in bakış açısından yazmaya başladığımda okurlar onu daha da iyi tanıyacak diye heyecanlandım –öyle eğlenceli ve güçlü bir karakter ki! Onun farklı taraflarını gösterebilmek, kafasının içinde olmak da müthişti. Tüm seri boyunca farklı bakış açılarından yazıp dururken çok eğlendim –Kate’in Billy ve Dee’yi, Drew’a göre ne kadar farklı gördüğünü görmek mesela- bu da seriyi taze ve ilgi çekici hale getirdi.

Mathhew ve Dee’in hikayesini yazışın. Senin fikrin miydi yoksa hayranların mı?


İyi soru! Matthew ve Dee’nin hikayesini planladığım orijinal seride yoktu –ama okurlar onları öyle çok sevdi ki. Bu da bana onların hikayesi için ilham verdi. Ve yine karakterler dışarıdan nasıl görünüyor olurlarsa olsunlar içeriden bakıldığında nasıl da farklı olduklarını göstermek de çok eğlenceliydi. Karmakarışık zaman aralığına geri dönüp de hikayedeki okurlar için boşluk olan küçük arka planları doldurmak çok eğlenceliydi –karakterlerin içini ve tüm hikayeyi dolu hale getirmek yani.

Erkek bakış açısından yazmak mı yoksa kadın bakış açısından yazmak mı? Hangisi daha iyi?

Bence erkek bakışı –hem okur hem de yazar olarak. Bir erkeğin kafasında olmanın gerçekten eğlenceli ve ilgi çekici bir yanı var –hele de o erkek eğlenceli, kalıp dışı ve birazcık bencilse. Asla sıkıcılaşmıyor. Ayrıca kadın karakterlerin okuyucular tarafından oldukça sert eleştirildiğini düşünüyorum, bu da benim yazımımı biraz çekingen ve daha utanıp sıkılmalı hale getirebilirdi. Ama erkek bakış açısında –her şey mubah- çünkü bence fazla sevilesi ve etkileyiciler, okuyucular onları anlıyor ve işleri mahvettiklerinde kolayca affediyor.

Karmakarışık ilk romanın mı? Yoksa Karmakarışık’tan önce yazdığın ama yayınlanmayan bir şeyler de var mı?

Hep kısa hikayeler yazdım ve başladığım romanlarım da oldu ama hiçbirini bitiremedim. Karmakarışık yazdığım ilk tamamlannmış roman.

İlk kitabını tamamladığında nasıl hissettin kendini?

Heyecanlı. Gururlu. Oldukça başarılı. Karmakarışık’taki hikayeyi ve karakterleri çok sevdim, yani onların hikayesini tamamlamak ve başkalarıyla paylaşmayı düşünmek beni çok mutlu etti.

En sevdiğin kitap ne? Kendi kitaplarından birini söyleyemezsin :)
Ha! Uğultulu Tepeler en sevdiğim klasik kitap –sahiciliğini ve dramasını seviyorum. Johanna Lindsey’in Gentle Rogue (Kaçak Yolcu) en sevdiğim tarihi aşk romanı –karakterler ve kitabın esprileri harika ve kaçıncı kez okursam okuyayım her daim beni güldürüyor.

Favori yazarın kim? Bunu belirtmem gerek, benimkilerden biri sensin :) Başta erkek bakış açısından okumak konusunda çekincelerim vardı. Ama Karmakarışık’ı gerrrrrçekten çok sevdim. Kesinlikle en sevdiğim kitaplardan biri. Aylarca çevrilmesini bekledim ki herkes bir kitabı neden bu kadar sevdiğimi görsün :) Tamam, ben de fangirl’lüğümü yaptım, sorumuza devam ediyoruz :D

Çok teşekkürler! İşin doğrusu birinin kitaplarımdan bu kadar zevk alması ve karakterlerimi sevmesi dünyadaki en harika şeylerden biri! Birkaç favori yazarım var, ruh halime göre değişiyor – Julie Garwood ve Johanna Lindsey her daim listemin başındadır :)

Karmakarışık serisindeki en sevdiğin karakter kim?

Drew. Bazen bir pislik olabiliyor olsa da ona bayılıyorum. Onda öyle bir şeytan tüyü var ki. Çok sevilesi ve eğlenceli! Yazar olarak sınırları olmayan bir karaktere sahip olmak harika –cidden her şeyi diyebilir ve yapabilir! Çoğunlukla ben bile biraz sonra ne diyeceğini bilmiyorum :D Sonra aklıma komik, seksi, acayip bir şeyler geliyor ve Ah, Drew işte, diye düşünüyorum. :)

Türk okuyucularına söylemek istediğin bir şeyler var mı? Hakkımızda ne düşünüyorsun? Burada hatırı sayılır bir hayran kitlen var ve Legal Briefs serisinin çevirisi için de oldukça heyecanlıyız :)

Aman Tanrım, Yeni serinin de çevrilecek olmasına ÇOK sevindim! Bence Türk okurlar harika, sıcakkanlı, yaratıcı ve destekleyici! Onlara şunu demek istiyorum:
Kitaplarımı okuduğunuz ve karakterleri en az benim kadar sevdiğiniz için çok teşekkürler! Heyecanınız ve desteğiniz için minnettarım –sosyal medyada herkese cevap veremesem de gönderilerinizi ve harika fotoğraflarınızı gördüğümü ve her birinizin kıymetini bildiğimi bilin! <3

Başka türlerde yazmak konusunda da planların var mı?


Bazen normalde yazdığım şeylerden tamamen farklı türde şeyler yazma ihtiyacı hissediyorum –gerçekten dark ya da korku hikayesi yazmak gibi. Şimdilik o hikayeleri yayınlamak gibi bir planım yok ama oraya buraya karalıyorum bir şeyler ama hiç de belli olmaz!


Bu röportajı kabul ettiğin çok teşekkürler. Sevgiler!


Benimle röportaj yaptığın için teşekkürler! Gerçekten çok eğlenceliydi –benden de sevgiler! xoxo

3 yorum:

  1. İlk röportajın hayırlı olsun canım. Gerçekten çok güzel sorular sormuşsun hayran kaldım :D
    Devamını da bekliyoruz :)

    YanıtlaSil
  2. Yazar benimde favorilerimden o yüzden bu yazıyı görünce acayip heyecanlandım ayrıca sorularına bayıldıım :)) Ve ilk röportajın hayırlı uğurlu olsun Gökçeciğim.

    YanıtlaSil
  3. Çok güzel bir ilk röportaj olmuş. Darısı devamlarının başıma :)

    YanıtlaSil